30 Haziran 2014 Pazartesi
Ramazan Geldi Hoş Geldi :)
Herkese Merhaba
Bugün Ramazan'ın 3. günü...
Susuzluk dışında iyiyim çok çok şükür :) Susuzluk halsizlik yapıyor doğal olarak,
bundan dolayı dün bütün gün evde dinlenmek zorunda kaldım,bir ara uyumuşum biraz.
Uyanınca da iftar için hazırlıklara başladım.
İftarda orucumu bir adet hurma ve su ile açıyorum,hurma sayesinde fazla yemiyorum.
Sahurda da iki hurma ve bol su içiyorum.Haşlanmış yumurta ve peyniri de eksik etmiyorum.
İftar için buğday çorbası denedim,çok güzel ve besleyici
oluyor,tok tutuyor.Yapılışı için aşağıdaki videodan esinlendim.
Sizlerde nasıl geçiyor Ramazan ? Umarım çok fazla etkilenmiyorsunuzdur.
Zaten ne kaldı ki, 1/10 'i bitmiş olacak bu akşamki iftarda :)
Eskiiii çocukluğumun Ramazanlarını özledim.İftardan sonra sahura kadar televizyonda çok güzel programlar
olurdu.Özellikle unutulmaz usta Nejat Uygur ekranların vazgeçilmeziydi...
Dün akşam aklıma geldi,netten bulup izledim,eski günleri yaşadım sanki :)
İzlemek isterseniz buradan izleyebilirsiniz.
Hepinize mutlu ve huzurlu bir Ramazan ayı diliyorum.
Sevgiler
27 Haziran 2014 Cuma
Ayağında Gümüş Halhal :)
Kumsallarda şıkıdık şıkıdık dolaşmak isteyenler için bunlar hoş olur di mi bayanlar ?
Veeee konuya anlam veren parçamız,Nur içinde yatsın Barış Manço'nun efsane şarkısı
barış manço - hal hal - | izlesene.com
Bu arada Ramazan geldi hoş geldi :) Hepinize hayırlı bir Ramazan ayı diliyorum.
Rabbim bizlere açlığı ve susuzluğu çok hissettirmez ,güç kuvvet verir de hayırlısıyla bayrama ulaştırır inşallah.
Tutacağımız oruçların ve ibadetlerimizin kabul olması dileğimle...
Veeee konuya anlam veren parçamız,Nur içinde yatsın Barış Manço'nun efsane şarkısı
barış manço - hal hal - | izlesene.com
Bu arada Ramazan geldi hoş geldi :) Hepinize hayırlı bir Ramazan ayı diliyorum.
Rabbim bizlere açlığı ve susuzluğu çok hissettirmez ,güç kuvvet verir de hayırlısıyla bayrama ulaştırır inşallah.
Tutacağımız oruçların ve ibadetlerimizin kabul olması dileğimle...
26 Haziran 2014 Perşembe
Yaşasın Teremyağ Gurme Kaymaklı :)
Hepinize merhaba
Tavsiye Evi meleklerine pembe renkte şirin kutular gönderdi.
Öncelikle bu güzel kutuları bize ulaştıran Tavsiye Evi'ne teşekkür ederim.Kutunun içinden CHEFika'nın tarif kartları,tariflerimizi yazabileceğimiz defterler ve magnet çıktı.Bir de Teremyağ Gurme Kaymaklı kuponu.Migros mağazasından alınıyormuş,gittim aldım.
Sonra bir baktım Pazar günü,akşam yemeği için takviye lazımdı,benim de aklıma börek geldi,hemen kolları sıvadım.
Hemen tarifine geçeyim,aslında ben bu yayını hazırlamak için çok geciktim :(
5 bardak un,tuz ve instant mayayı yoğurdum. 1 saat dinlendirip tekrar yoğurdum.5 parçaya böldüm.
Ayrı bir kapta yeni dostum Teremyağ Gurme Kaymaklı kutusunun yarısını,1 çay bardağı zeytinyağı ile karıştırdım,Ellerimi biraz yağlayıp hamurları tekrar yoğurup yemek tabağı kadar büyüklükte ellerimle açtım.Aralarına yağ sürerek üst üste koydum.En üst kata da tekrar yağ sürdüm.Hepsini elime alıp komple hamuru biraz daha büyüttüm.İçine beyaz peynir ve maydanoz karışımı koyup rulo olacak şekilde sardım. Uçlarını birleştirdim,üzerine tekrar yağ sürdüm.30 dk. kadar beklettim.Üzerine yumurta sarısı sürüp susam çörek otu serptim.Şekil olsun diye aralıklı olarak kestip 200 ° ısıtılmış fırında 15-20 dk.pişirdim.
Sonuç böyle oldu
Çok doyurucu ve hafif oldu.Ramazan'da sahurda iyi gider diye düşünüyorum.
Yaşasın Teremyağ Gurme Kaymaklı,çok sevdim onu ben,ekmeğin üzerine sürüldüğünde bile harika bir tat veriyor.
Bence siz de deneyin :)
Sevgiler
Tavsiye Evi meleklerine pembe renkte şirin kutular gönderdi.
Öncelikle bu güzel kutuları bize ulaştıran Tavsiye Evi'ne teşekkür ederim.Kutunun içinden CHEFika'nın tarif kartları,tariflerimizi yazabileceğimiz defterler ve magnet çıktı.Bir de Teremyağ Gurme Kaymaklı kuponu.Migros mağazasından alınıyormuş,gittim aldım.
Sonra bir baktım Pazar günü,akşam yemeği için takviye lazımdı,benim de aklıma börek geldi,hemen kolları sıvadım.
Annem yemeklerinde genellikle ya tereyağ ya da zeytinyağı kullanır. Ama ben Teremyağ Gurme'yi merak ettiğim için onunla lezzet katmak istedim.Çok hafif bir börek oldu.Hanımlar mutlaka denemenizi öneririm.
Hemen tarifine geçeyim,aslında ben bu yayını hazırlamak için çok geciktim :(
5 bardak un,tuz ve instant mayayı yoğurdum. 1 saat dinlendirip tekrar yoğurdum.5 parçaya böldüm.
Ayrı bir kapta yeni dostum Teremyağ Gurme Kaymaklı kutusunun yarısını,1 çay bardağı zeytinyağı ile karıştırdım,Ellerimi biraz yağlayıp hamurları tekrar yoğurup yemek tabağı kadar büyüklükte ellerimle açtım.Aralarına yağ sürerek üst üste koydum.En üst kata da tekrar yağ sürdüm.Hepsini elime alıp komple hamuru biraz daha büyüttüm.İçine beyaz peynir ve maydanoz karışımı koyup rulo olacak şekilde sardım. Uçlarını birleştirdim,üzerine tekrar yağ sürdüm.30 dk. kadar beklettim.Üzerine yumurta sarısı sürüp susam çörek otu serptim.Şekil olsun diye aralıklı olarak kestip 200 ° ısıtılmış fırında 15-20 dk.pişirdim.
Sonuç böyle oldu
Çok doyurucu ve hafif oldu.Ramazan'da sahurda iyi gider diye düşünüyorum.
Yaşasın Teremyağ Gurme Kaymaklı,çok sevdim onu ben,ekmeğin üzerine sürüldüğünde bile harika bir tat veriyor.
Bence siz de deneyin :)
Sevgiler
24 Haziran 2014 Salı
Kaşık İle Kusursuz Eyeliner Sürelim
Merhaba,
Makyaj yaparken genelde eyeliner sürmem,far ve kalemle idare ediyorum...
Aşağıdaki videoda duruma pratik olarak el konulmuş :)
Hatta bunu eyeliner değil de normal göz kalemiyle bile yapabiliriz di mi ? :)
Benim gibi acemiler için kolay bir yöntem.
Huzur dolu günler diliyorum
Sevgiler
Makyaj yaparken genelde eyeliner sürmem,far ve kalemle idare ediyorum...
Aşağıdaki videoda duruma pratik olarak el konulmuş :)
Hatta bunu eyeliner değil de normal göz kalemiyle bile yapabiliriz di mi ? :)
Benim gibi acemiler için kolay bir yöntem.
Huzur dolu günler diliyorum
Sevgiler
23 Haziran 2014 Pazartesi
Audrey Hepburn'den Güzel Sözler :)
Audrey Hepburn hayranıyım.Çocuksu tavırlarını kendime benzetiyorum :) Bugün de kendisine ait olan ve büyük ölçüde hak verdiğim sözlerini paylaşmak istedim sizlerle
Güzel bir hafta geçirin inşallah
Sevgilerimle
Minik
*Yalnız olmak istemiyorum, yalnız kalmak istiyorum.
*Ve güzel dudaklara sahip olmak için,sadece güzel sözler söyle.
*Bir tarafım belki hep çocuk kaldı. Ama bir yandan da, erkenden olgunlaştım. Çünkü genç yaşta acı ve korkuyla tanıştım.
*Nasıl yaşanacağını, kenarda durup izlemeden dünyanın nasıl hem içinde hem dışında olunacağını öğrendim. Bir daha asla ama asla hayattan kaçmayacağım. Aşktan da…
*Mutlu olan kadın, en güzel görünen kadındır.
*Gerçek arkadaşlar,seçebildiğiniz ailenizdir.
*Şu kedi gibiyim, isimsiz bir serseri. Biz kimseye ait değiliz, kimse bize ait değil. Birbirimize bile ait değiliz.
*Pembeye inanıyorum.Gülmenin en iyi kalori yakan şey olduğuna inanıyorum.
*Herşey ters gider gibi görünürken güçlü olmaya inanıyorum. Mutlu kadınların en güzel kadınlar olduklarına inanıyorum. Yarının başka bir gün olduğuna inanıyorum ve mucizelere inanıyorum.
*Hayatta tutunabileceğiniz en iyi şey birbirinizsiniz.
*Eğer güzel gözlerin olmasını istiyorsan ,insanlara iyilikle bak.
*Eğer güzel saçların olmasını istiyorsan. Bırak çocuklar ellerini geçirsin saçlarından.
*İnce bir bedense istediğin. Ekmeğini açlarla bölüş.
22 Haziran 2014 Pazar
Yeryüzündeki Son Aşk (Perfect Sense)
Güneşli bir Pazar gününden hepinize merhaba.
Dünkü yağmurlu günden bugün eser kalmamış...
Son zamanlarda film izlemeye ara vermiştim,ama dün gece değişik farklı bir film izlemek istedim.
Hayatta her şey mutlu sonla bitmiyor maalesef,izlediğim film de böyleydi :(
Filme gelecek olursak " Yeryüzündeki Son Aşk" orijinal adıyla Perfect Sense.
Filmin kadın kahramanı hayatının adamını bulamamış bir doktor.Erkek kahraman şık bir lokantada şef. Duyularını kaybeden insanların trajedileri her yerden hikâyeye dahil oluyor. Tat alma duyusunu kaybeden insanlar, vahşi hayvanlar gibi yiyeyecekleri oburca midelerine indiriyorlar. Etleri bile çiğ çiğ yiyorlar. Duyma duyusunun yitirildiği anlarda o anı seyirci karakterlerle beraber yaşıyorlar. Sessizliğin sesi var bu anlarda. Duyma yetisini kaybetmek, duyguları da tüketiyor ve insanlar birbirlerine karşı sert davranıyorlar, kırıcı oluyorlar. Şehirler savaş alanına dönüşüyor. Sonra gelense körlük. Her yer kararıveriyor birden.
Erkek kahraman Michael’ın şef aşçılık yaptığı restoran iyi iş yapıyor. Bu duyu gitmeye başlayınca müşteriler gelmez oluyor. Restoranın arka kapısında sürekli sigara içen Michael, dairesinin penceresinde sigara içen Susan’ı görüyor ve tanışıyorlar. Aşk da başlıyor aralarında.Filmde çok başarılı bir şekilde belgesel dili kullanılmış. Bu dil, film üzerinde dikkatle yoğunlaşmayı ve düşünmeyi sağlıyor. Zamanı tefekkür etmek üzere yaşayanların seveceği ancak zamanı eğlenceli bir şekilde geçirmek isteyenlerin sıkılacağı bir film.
Hepinize mutlu Pazarlar...
Sevgilerimle
21 Haziran 2014 Cumartesi
Yağmur ve çekiliş
Puslu bir Haziran Cumartesi'sinden Merhaba :)
Bugün İstanbul'da hava an itibariyle yağmur modunda.Allah'tan şemsiyem yanımda,ayaklarım da sağlam,anlaşılan bu akşam da romantik romantik yürüyeceğim :)
Bir şarkı sözü gibi "yaz yağmuru,kış yağmuru bambaşka"
Bu arada Küçük Sırlar blogunda Header Tasarım Çekilişi var.
Benim gibi isteyenler için
tık tık
Hepinize keyifli bir hafta sonu diliyorum.Hava yağmurlu olsa da sizin gözlerinizden hep mutluluk damlaları aksın...
Bugün İstanbul'da hava an itibariyle yağmur modunda.Allah'tan şemsiyem yanımda,ayaklarım da sağlam,anlaşılan bu akşam da romantik romantik yürüyeceğim :)
Bir şarkı sözü gibi "yaz yağmuru,kış yağmuru bambaşka"
Bu arada Küçük Sırlar blogunda Header Tasarım Çekilişi var.
Benim gibi isteyenler için
tık tık
Hepinize keyifli bir hafta sonu diliyorum.Hava yağmurlu olsa da sizin gözlerinizden hep mutluluk damlaları aksın...
20 Haziran 2014 Cuma
30'a Kadar , 30'dan Sonrası ve 40'a İki Basamak Kala...
Hepinize Merhaba
Sevgili pehitom çok değişik bir mim gibi bişi göndermiş bana.Biraz geç kalmış olabilirim,içim çok dolu anacım anca yazabildim :)
Aynen şöyle diyor "Hadi bakalım yaşınızın 30'a yaklaşmasını nasıl karşıladınız ya da nasıl karşılayacaksınız. Var mı şimdiden alınmış tedbirler :)"
Ben de kurgumsu yöntem ile anlatayım biraz :
"Küçüktüm ufacıktım,top oynadım acıktım" :)
Evet ben de top oynadım,hem de kendimden büyük abi ve ablalarımla.Herkes yaşıtlarıyla oynarken ben kendimden büyüklerle vakit geçirmeyi,onları gözlemleyip hayata dair düşündürücü şeyler bulurdum kendime ve bu yüzdendir ki ben pek çocuk olamadım.Büyüklerle çevrili evde büyüdüm ama hiçbir zaman şımarık bir çocuk olmadım.Sevgi ile büyüdüm ama herşey dozundaydı.
Yakan top,seksek oynardık,bir de ip atlamayı da çok severdim.Hatta bir şarkı da vardı aklımda kalan ip atlarken söylediğimiz,heee buldum belkıs abla vardııı,şöyle ki: laleli belkıs içeriye gir kız ipten tut kız dışarıya çık kız .Bu belkıs abla Laleli'de mi oturuyordu diye merak da ederdim :) Ne güzel günlerdi.
Zaman zamanı kovaladı.ilk ve orta okullar bitti ve liseye geldim.
İlk aşkım vardı orada "ilk aşkım sevgilim liselim benim" Cengiz Kurtoğlu tercüman olurdu duygularımıza.
Lise bitince, çocukluğumda büyüklere olan özentimden dolayı hem okuyup hem çalışma hayatına atıldım kiii bu beni çook yordu.Bir teyze söylemişti çocukken "bak kızım 30'una kadar evlen,hayatına yön ver"
Neydi bu 30 yaş sınırı ? Bazı iş yerlerine girmek için yaş sınırı vardı,ki hala var,kabul.Hem hayatıma yön versem o yönü değiştirenler olmayacak mıydı ? Evlenmek mii,şart mıydı ? Bana çok uzaktı... Çook karamsardım bu konuda.
30'uma geldiğimde çalışma hayatının ortasındaydım,saçlarımı dökmekle meşguldüm :) ben bir karşılama yapamadım,ama ailem o gün her yıl olduğu gibi işten çıkıp eve varıp kapıyı açtığımda mumları yanan pasta ile karşıladılar beni.O gece bir an düşündüm 30'uma geldim ama bir sınır daha vardı gelecek olan,o da 35 yaşımdı.
35 ime geldiğimde ise yaşlanmaya başladığımı düşünmüştüm gelen sinyaller yüzünden.Sağlığımla,yılların verdiği birikimle cebelleşiyordum.İş hayatıma kısa bir süreliğine ara vermiştim.Hani genelde "yolun yarısı" derler ya,herhalde tam oraya gelmiş olmalıydım ki biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı.
Şimdi 38 yaşındayım,hala iş hayatındayım çok şükür.Bu zamana gelene kadar şunu öğrendim kii herkes gibi ; hayatın size ne zaman ne getireceği ne götüreceği belli değil,sadece içinde bulunduğunuz andır önemli olan... Gelecek için paradan çok iyi insan biriktirmek ve sağlığınıza dikkat etmek gerek azizim.Rızkı yaşadığınız sürece bir yerden mutlaka verir Yaradan.
Amaaann ne olmuş yani "gencim,güzelim,özgürüm ve her şeye rağmen yüreğimdeki çocuğu sevgiyle hala büyütmeye çalışan bir ailem var,Yarabbi şükür. Arada bir kendinizi şımartın derim ben :)
Bir şey daha var,ama benim uygulayamadığım "yaşadığınız günü hayatınızın son günüymüş gibi yaşayın,yarına kontratımız yok çünkü"
Pehitommm,umarım istediğin gibi yazabilmişimdir.
Beni takip eden herkes yapabilir bu mimi,bende zorlama yok :)
Bütün yaşlarınızın ve geleceğinizin çook güzel yaşanması dileğimle
Sevgiler
Minik
Sevgili pehitom çok değişik bir mim gibi bişi göndermiş bana.Biraz geç kalmış olabilirim,içim çok dolu anacım anca yazabildim :)
Aynen şöyle diyor "Hadi bakalım yaşınızın 30'a yaklaşmasını nasıl karşıladınız ya da nasıl karşılayacaksınız. Var mı şimdiden alınmış tedbirler :)"
Ben de kurgumsu yöntem ile anlatayım biraz :
"Küçüktüm ufacıktım,top oynadım acıktım" :)
Evet ben de top oynadım,hem de kendimden büyük abi ve ablalarımla.Herkes yaşıtlarıyla oynarken ben kendimden büyüklerle vakit geçirmeyi,onları gözlemleyip hayata dair düşündürücü şeyler bulurdum kendime ve bu yüzdendir ki ben pek çocuk olamadım.Büyüklerle çevrili evde büyüdüm ama hiçbir zaman şımarık bir çocuk olmadım.Sevgi ile büyüdüm ama herşey dozundaydı.
Yakan top,seksek oynardık,bir de ip atlamayı da çok severdim.Hatta bir şarkı da vardı aklımda kalan ip atlarken söylediğimiz,heee buldum belkıs abla vardııı,şöyle ki: laleli belkıs içeriye gir kız ipten tut kız dışarıya çık kız .Bu belkıs abla Laleli'de mi oturuyordu diye merak da ederdim :) Ne güzel günlerdi.
Zaman zamanı kovaladı.ilk ve orta okullar bitti ve liseye geldim.
İlk aşkım vardı orada "ilk aşkım sevgilim liselim benim" Cengiz Kurtoğlu tercüman olurdu duygularımıza.
Lise bitince, çocukluğumda büyüklere olan özentimden dolayı hem okuyup hem çalışma hayatına atıldım kiii bu beni çook yordu.Bir teyze söylemişti çocukken "bak kızım 30'una kadar evlen,hayatına yön ver"
Neydi bu 30 yaş sınırı ? Bazı iş yerlerine girmek için yaş sınırı vardı,ki hala var,kabul.Hem hayatıma yön versem o yönü değiştirenler olmayacak mıydı ? Evlenmek mii,şart mıydı ? Bana çok uzaktı... Çook karamsardım bu konuda.
30'uma geldiğimde çalışma hayatının ortasındaydım,saçlarımı dökmekle meşguldüm :) ben bir karşılama yapamadım,ama ailem o gün her yıl olduğu gibi işten çıkıp eve varıp kapıyı açtığımda mumları yanan pasta ile karşıladılar beni.O gece bir an düşündüm 30'uma geldim ama bir sınır daha vardı gelecek olan,o da 35 yaşımdı.
35 ime geldiğimde ise yaşlanmaya başladığımı düşünmüştüm gelen sinyaller yüzünden.Sağlığımla,yılların verdiği birikimle cebelleşiyordum.İş hayatıma kısa bir süreliğine ara vermiştim.Hani genelde "yolun yarısı" derler ya,herhalde tam oraya gelmiş olmalıydım ki biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı.
Şimdi 38 yaşındayım,hala iş hayatındayım çok şükür.Bu zamana gelene kadar şunu öğrendim kii herkes gibi ; hayatın size ne zaman ne getireceği ne götüreceği belli değil,sadece içinde bulunduğunuz andır önemli olan... Gelecek için paradan çok iyi insan biriktirmek ve sağlığınıza dikkat etmek gerek azizim.Rızkı yaşadığınız sürece bir yerden mutlaka verir Yaradan.
Amaaann ne olmuş yani "gencim,güzelim,özgürüm ve her şeye rağmen yüreğimdeki çocuğu sevgiyle hala büyütmeye çalışan bir ailem var,Yarabbi şükür. Arada bir kendinizi şımartın derim ben :)
Bir şey daha var,ama benim uygulayamadığım "yaşadığınız günü hayatınızın son günüymüş gibi yaşayın,yarına kontratımız yok çünkü"
Pehitommm,umarım istediğin gibi yazabilmişimdir.
Beni takip eden herkes yapabilir bu mimi,bende zorlama yok :)
Bütün yaşlarınızın ve geleceğinizin çook güzel yaşanması dileğimle
Sevgiler
Minik
19 Haziran 2014 Perşembe
Pratik Valiz Hazırlama
Tatil hazırlıkları yaparken en belli başlı mevzu valiz hazırlamaktır ki bu benim gibiler için biraz meşşakkatlidir :)En azından eskiden öyleydi,son birkaç senedir sadece belli başlı çok önemli şeyleri
koyuyorum valizime.Çok fazla giyilecek şeyler koymuyorum,çünkü gittiğim yerlerde ilgimi çeken değişik
kıyafet görünce alıp giyiyorum,eee bu sefer de yanımda götürdüklerim üvey evlat muamelesi görüyor.
Üstelik dönüşte valizim daha ağırlaşmış olarak dönüyorum.Halbuki ne gereği var di mi ?
Bir şort bir tişört :) :) İşin şakası tabi de... Bunları düşünürken aşağıdaki videoya rastladım,umarım faydasını dokundurabilirim size. Böyle bir hazırlıkta olanlara "kolay gelsin" diyor ve de "iyi tatiller" diliyorum.
valiz hazırlama sanatı çokk süperr | izlesene.com
Sevgiler
Üstelik dönüşte valizim daha ağırlaşmış olarak dönüyorum.Halbuki ne gereği var di mi ?
Bir şort bir tişört :) :) İşin şakası tabi de... Bunları düşünürken aşağıdaki videoya rastladım,umarım faydasını dokundurabilirim size. Böyle bir hazırlıkta olanlara "kolay gelsin" diyor ve de "iyi tatiller" diliyorum.
valiz hazırlama sanatı çokk süperr | izlesene.com
Sevgiler
18 Haziran 2014 Çarşamba
Kitaplarla Dekorasyon :)
Sıcak bir Haziran gününden hepinize merhaba :)
Hepimizin evinde yıllaaaar evvel okunmuş,bir kenarda bekleyen kitaplar vardır.
Bazılarımız onları atamaz hatta başucundan ayıramaz bile...
Örneğin ben Canan Tan'ın "Yüreğim Seni Çok Sevdi" kitabını...Unutamadığım bir kitaptır,kapağına bile
bakınca okuduğum zamanki duyguları yaşıyorum,o derece yani.
Ama bazı kitaplar da dekor olarak değerlendirmeye müsaittir kimilerine göre
Mesela
bu şekilde saksı olarak değişik bir işlev kazanabilir
ya da bütün kitaplarımızı bu şekilde dizayn edip değişik biçimde dekore edilebilir
duvar saati olarak kullanılıp unutulmayacak ve anlamlı özellik kazandırılabilir
bunun yanında raf olarak da kullanılabilir,minik biblolarınızı sergileyebilirler :)
şirin bir gece lambası da hiç de fena olmaz hani di mi ? :)
En önemlisi de kendi dünyanıza yerleşip ruhunuzu aydınlatırlar...
Zamanı olanlar için,sıcak yaz günlerinde kuytu köşelere çekilip kitap okumak çok güzel olsa gerek :)
Sevgilerimle
Minik
Hepimizin evinde yıllaaaar evvel okunmuş,bir kenarda bekleyen kitaplar vardır.
Bazılarımız onları atamaz hatta başucundan ayıramaz bile...
Örneğin ben Canan Tan'ın "Yüreğim Seni Çok Sevdi" kitabını...Unutamadığım bir kitaptır,kapağına bile
bakınca okuduğum zamanki duyguları yaşıyorum,o derece yani.
Ama bazı kitaplar da dekor olarak değerlendirmeye müsaittir kimilerine göre
Mesela
bu şekilde saksı olarak değişik bir işlev kazanabilir
ya da bütün kitaplarımızı bu şekilde dizayn edip değişik biçimde dekore edilebilir
duvar saati olarak kullanılıp unutulmayacak ve anlamlı özellik kazandırılabilir
bunun yanında raf olarak da kullanılabilir,minik biblolarınızı sergileyebilirler :)
şirin bir gece lambası da hiç de fena olmaz hani di mi ? :)
En önemlisi de kendi dünyanıza yerleşip ruhunuzu aydınlatırlar...
Zamanı olanlar için,sıcak yaz günlerinde kuytu köşelere çekilip kitap okumak çok güzel olsa gerek :)
Sevgilerimle
Minik
16 Haziran 2014 Pazartesi
Güneş Yağı Yaptım (I did suntan oil )
Herkese merhaba,güzel bir hafta olması temennilerimle :)
Yaza hazırlık mevzusunun en önemli yapı taşlarından biri güneş yağı ya da benzeri ürünler.
Özellikle hassas beyaz tenliler için ilk günlerde 50 faktör korumalı ürünlerle alışma dönemi şart.
Daha ilk günden "acilen bronzlaşacağım" derseniz sonuç çok feciiiii oluyor,yani tecrübe konuşuyor.
Ben işin kolayını buldum sonunda.İlk üç gün
seba med 50+ sürüp direkt güneşe çıkıyorum.Bu arada seba med küçük çocuklar için de oldukça güvenli.Güneşlenme sonrasında ne acı ne sızı,hiçbir şey olmuyor.
Rahat rahat duşumu alıyorum ve sonra nemlendirici takviyesiiiiii,oldu bittiiiii :)
Dördüncü günde kendi hazırladığım güneş yağımla bronzlaşma dönemi başlıyor kiii ben beyaz tenli olduğum için öyle kapkara falan olamıyorum,ama bana yetecek kadar bronzluk oluyor yani :)
Geçtiğimiz günlerde bir güneş yağı yaptım,kendimce.
Tarifi şöyle:Orta boy bir kavanoza bir havuç rendeledim,bir tatlı kaşığı toz tarçın,bir tatlı kaşığı tereyağı,bir tatlı kaşığı bal,bir tatlı kaşığı pirinç nişastası,bir tatlı kaşığı talk pudrası,bir tatlı kaşığı karanfil,bir poşet siyah çay,bir tatlı kaşığı susam ve bir lokmacık bitter çikolata :) ekledim.En sonunda da bütün malzemelerin üzerini bir parmak geçecek kadar zeytin yağı ilave ettim.Arada bir çalkalıyorum kavanozu,malzemeler iyice karışsın diye.Bu arada kavanozu balkona koydum güneşle yakinen temas halinde olması gerekiyormuş.
Biraz yemek tarifi gibi oldu ama :) gerçekten malzemeler hem doğal,hem de koruyucu.
Bakalım sonuç ne olacak,çok merak ediyorum.Benim gibi kendi güneş yağını kendisi yapanlar için bir öneri olsun istedim.
Hepinize acısız,bronz tenli günler dilerim
Sevgilerimle
Minik
13 Haziran 2014 Cuma
Dikişsiz Pratik Plaj Elbisesi Yapımı Videosu
Eveeeet,yaz geldi,güneş bugün İstanbul'da yakıcı idi :)
Yaza uygun şeyler beyinde kıvılcımlar oluşturmaya başladı iyice.
Bazılarınız tatil için çeşitli hazırlıklara başlamıştır belkim de.Ben de tam böyle düşünürken
bu videoya rastladım.
Plajda genelde havludan yapılmış önü fermuarlı yeşil elbisem var,
denizden çıkınca hemen onu giyerim.Bir de kapşonu var,bir süre takıp saçlarımı kuruturum.
Seneler evvel bir pazardan;hani parça kumaşlar vardır almayanı döverler cinsten :)
ucuz ucuz,onlardan almıştım.Çok nadir de olsa o kumaşı önce göğüs hizasından bağlayıp,
sonra boynuma dolayıp arka kısmından düğümleyip elbise gibi de kullanıyorum.
Videodaki yöntemler değişik geldi,bu sene bunları denemem lazım :)
Umarım sizlere de faydası olur.
Çok güzel geçsin yaz mevsiminiz şimdiden...
Sevgiler
Bunlar benim olmalı !!!!! :)
Hepinize merhaba
Fotodaki bardakların güzelliğine bakar mısınız ? Benim olmalııııı,çok beeendim :)
Çekiliş haberi ebrushka'nın sayfasında yer almakta :)
Sevgiler
12 Haziran 2014 Perşembe
Bir Kınalıada Belgeseli
Geçtiğimiz yıl Eylül ayı idi.Bir pazar sabahı erken kalkıp ailemle birlikte ettiğimiz kahvaltıdan sonra Kabataş'a doğru yola çıktık.Kabataş'tan Adalar vapuruna bindik.İstikamet Kınalı Ada idi.Martıları izleyerek adaya vardık.Daha vapurdan iner inmez içimde hafiflik hissetmeye başladım.Ne hikmetse gezip görmediğim tek ada olarak kalmıştı,kısmet o zamanaymış :)
Tertemiz sokakları,sakin insanları,ruhu dinlendiren doğasıyla diğer adalardan farklı bir yer edindi bende Kınalı Ada.Görkemli ve bakımlı evleri izleyerek kendimizi ıssız bir plajda bulduk :)
Bir süre orada vakit geçirdikten sonra yürüyerek iskeleye geldik.Akşam olmuştu,ama biz adaya doyamadan
vapura bindik tekrar."Tadı damağımda kaldı" derler ya,aynen öyle olduk.Allah kısmet ederse bu sene de gitmeyi düşünüyoruz :) Bir günlük kaçamak bile çok iyi geliyor.Gitmeyen varsa mutlaka gitsin derim :)
Ayrıca
Hepinizin Berat Kandili mübarek olsun,Rabbim size mutluluk verecek dualarınızı kabul etsin bu mübarek gece hürmetine
Sevgilerimle
Minik
11 Haziran 2014 Çarşamba
Yaz Hayalim :)
Herkese Merhaba
Dün kan tahlili yaptırdım 6 ay sonra.Tiroidim bir derece yükselmiş ve ona bağlı olarak çalışan diğer değerler de öyle... :( Ooooyyy ooyyyy
Güneş kendini göstermeye başladı biraz gibi gibi İstanbul'da,ama tam da güvenilmez yani,çünküm şu an bulunduğum yerde fena esiyor rüzgar :)
E tabi güneşi biraz da olsa görmek ve hissetmek,başka yerlerde olma isteğimi kabartıyor
Mesela denizin ortasında,bir sandal içinde...
Yine denizin ortasında oturmuş çok sevdiğim limonlu sodamı yudumlamak...
Bir de arıza çıkaran kulağımı kollayarak,güzel bir dalış yapıp,denizin içinde dolaşmak...
Palmiyeleri arkadaş edip güneşlenip esmer olmak...
Bol bol yüzüp deniz tutkumu tekrardan yaşayabilmek...
Canım sıkıldığında "ne yapsam,ne yapsam,bir hamak alıp sallansam" ama bunu yapabilmek...
Kısacası bunların hepsini istiyorum.Şu anda oralarda olmak vardı di mi ?
Hayal bile olsa bir anlık sükuta eriyor insan :)
Hepinize bol güneşli ama herşeyden önce sağlıklı günler diliyorum.Hayal kurmayı unutmayın,bazen tek tesellimiz o çünkü...
Sevgiler
Minik
7 Haziran 2014 Cumartesi
Mimmmm
Sevgili deeptone bana biiii sürü soruları olan mim göndermiş,cevaplamamı istemiş,
e ben de kıramadım tabisi de :)
çok uzun olacak,hemen başlıyim :)
e ben de kıramadım tabisi de :)
çok uzun olacak,hemen başlıyim :)
MİM 1: MOR MİM
1.Hayatında en çok sevdiğin yön nedir? Yardımseverlik
2.Sen hiç yağmurun altında ağladın mı? Ben hep ağlarım,yağmur altında da ağladım,çooook
3.Diyelim ki sana üç dilek hakkı tanındı. Ama sadece insanları değiştirebileceksin. Neleri, kimleri ya da hangi özellikleri değiştirirdin? Ruhunu şeytana satmış insanlar vardır,bilirsiniz hayatı zindan ederler insana,işte onların hepsini değiştirmek isterdim
4. Sen hiç yaz yağmurunda denize girdin mi? Girdim tabi,hatta ben güneşleniyordum,aniden hava karardı ve yağmur başladı,millet denizden çıkmak için çabalarken ben denize attım kendimi,çoook zevkli bişi :)
5.Yaşadığın en gülünç durum nedir? Metrodaki merdivenleri hep karıştırıyorum,bu sayede çok merdiven inip çıkıyorum :)
6. Kendine ünlüler dünyasından bir eş ya da sevgili seçebilseydin, kimi seçerdin? Tom Cruise
7. Hayatın bir film olsa, hangi aktör veya artist oynasın isterdin? Ediz Hun,Hülya Koçyiğit
8. Sen hiç halka açık bir alanda kimsenin ne düşündüğünü umursamadan ağladın mı? Ağladım,canım çok önemli bir şeye sıkılmıştı,babam yanımdaydı Allah'tan...
9. Süperman mi Batman mi? Süperman (sempatik çünküm) :)
10.Çocukken hepimiz bir nesneyi ya da olayı başka bir şey zannederdik, mesela Eyfel Kulesi’ni elektrik direği sanmak gibi. Senin böyle ilginç düşüncelerin var mıydı? Hatırlamıyorum
11. Sence hayatın anlamı nedir? Ailem ve onlarla geçirdiğim mutlu günler
MİM 2: HANGİSİ MİMİ
1)Arkadaşınız saçlarını boyatmış, hiç yakışmamış.”Nasıl olmuş” diye sorunca ne dersiniz?
Açıkça "bana göre pek yakışmadı gibi geldi" derim
2)Evinizde hangisi olsun istersiniz? Limon ağacı
3)İntikam –soğuk yenen bir yemektir-tatlıdır-gereklidir-gereksizdir-diğer (açıklayınız)
İntikam bazen gereklidir
4)Ülkeyi kötülerden temizlemek için hangisi olmak isterdiniz? Süpermen :)
5 Haziran 2014 Perşembe
Pet Şişeyle Seyahat Kabı
Hepinize merhaba.
Tatile giderken fazla yer kaplamasın diye herşeyden azıcık alırım yanıma,yani az ve öz :)
Videodaki yöntem hoşuma gitti,kolayca yapılabilir diye düşündüm
ne dersiniz ? :)
4 Haziran 2014 Çarşamba
3 Haziran 2014 Salı
Kitap Çekilişi - Sade ve Derin
Çekiliş: Sade ve Derin Kitabı 3 Arkadaşıma Hediye
Sevgili blogger arkadaşım deep tone nin yazdığı, hayatın içinden, kalbinizin en derinliklerine dokunan, ismi gibi yalın ama dolu dolu. Ve depderin anlatımlı kitabı, 3 arkadaşıma hediye. Kitabı ben anlatayım dedim ama Maviye iz süren sevgili Bahar o kadar güzel anlatmış ki bana söz düşmedi. Son katılım tarihi 24 haziran 2014 gece 24.00
İzleyicim olan herkes bu çekilişe katılabilir. İzleyici değilseniz GFC den izleyici olmak yeterli .
Tek şart : Gfc den izleyicim olmanız ve herhangi bir sosyal mecrada paylaşmanız
Ek çekiliş hakkı: blog paylaşımı +3 hak, diğer paylaşımlar + 1 hak.
Bu kadar . Mailiniz ve katılımınızı yorumlar kısmına bırakmayı unutmayın sevgiler :))
Bir kitap çekilişi paylaşmak istedim sizlere.
Okumayı çoook istediğim,ama bir türlü edinemediğim kitap :)
Benim olmalı,benim de olmalı :)
Minik
Sevgili Nihal arkadaşımız düzenliyor,siz de şansınızı deneyin derim :)Sevgiler
Minik
2 Haziran 2014 Pazartesi
Güçlü Kadın Olmak
Herkese Merhaba
Yeni haftaya çok beğendiğim bir yazı ile başlamak istedim...
Çok güzel bir hafta diliyorum,sevgiler
GÜÇLÜ KADIN OLMAK MI OLMAMAK MI ?
Güçlü kadınlar vardır, her işlerini kendileri halletmeye çalışan. Anne babaları tarafından böyle yetiştirilen. Onlar kendi paralarını kendileri kazanmak isterler. Evdeki tüm tamirat,tadilat işlerinden anla...rlar. Bir erkeğe mecbur kalmadan da hayatlarını devam ettirebilirler. Faturalarını kendileri yatırırlar. Hemen hemen tüm işlerini kendileri yaparlar. Hatta etraflarının yükünü de üstlenirler. Özgürlüğü severler,dik durmayı da,güçlüdürler çünkü…
Aşık olduklarında hissederek yaşarlar. Aşklarına kurallar koymadıkları gibi büyük beklentilere de girmezler. Sevdiklerine problem çıkarmazlar.Bütün gün çalışıp durduktan sonra, akşamları yorgun da olsalar sevgilileri buluşalım dediğinde, hemencecik hazırlanıp sevgililerinin onları evden almalarına gerek kalmadan, o her neredeyse onun olduğu yere giderler.
Çoğu zaman sevgililerinin ya da kocalarının haberi bile olmaz yaşadıkları sıkıntıdan,yansıtmazlar çünkü. Para var mı,işyerinde sıkıntı mı oldu, birine canı mı sıkıldı, hiç bunlarla yormazlar birlikte oldukları erkeği. Çünkü istemezler kimse onlara acısın.
Sonra da bir bakarlar ki, bu kadar dik durmanın ve sorun çıkarmamanın karşılığında gerçekten de kimse onlara acımaz. Bu durum zamanla gelenekselleşir ve acınmama ile sorun çıkarmama hali yaşam tarzına dönüşür. Eskaza dayanamayıp sorunlarını paylaşmaya kalksalar, bu sefer de sorunlu kadın, kaprisli kadın,tahammül edilmez kadın damgasını yerler. Bu yüzden de terk edildiklerinde bile hiç seslerini çıkarmaz bu güçlü kadınlar!
Terk eden erkek de bilir onun ne kadar güçlü olduğunu ve onsuz da yaşayabileceğini, içinde yaşadığı fırtınalardan bihaber.
Sonra bir dosttan, eşten, ya da tanıdıktan duyarlar ki onu terk eden gitmiş erkeğe muhtaç yaşamak zorunda olan biriyle beraber olmaya başlamış.
Erkekler çok severler böyle kadınları. Birinin ona muhtaç olduğunu görmek bir çok duygusunu okşar erkeğin. Onlara kendini erkek gibi hissettirir! Bu zayıf kadınlar erkeklere bağımlıdır.
Mesela fatura filan yatıramazlar,anlamazlar çünkü. Nerden yatırılır onu da bilmezler. Ev ya da yemek alışverişi de yapmazlar, çünkü taşıyamazlar onca torbayı. Hep yorgun olurlar, bütün gün spor salonları, kuaför, o mağaza, bu mağaza gezerler. Akşama yemek yapmaya fırsat bulamazlar. Akşam eşleri eve geldiğinde,bugün nereye yemeğe gidelim,diye sorarlar. En kötü ihtimal dışardan yemek söylerler. Zayıf kadınlar doğurdukları çocuğa bakacak gücü de kendilerinde bulamazlar, pamuklar içinde yaşamaya alışmışlardır bir kere. Kendilerini hep altın tepsi içinde sunarlar. Huysuzluk da ederler, ama bu erkeğin hoşuna gider, çünkü kadın ona muhtaçtır, söylenmeyen güçlü kadının aksine, hiçbirşeyi beğenmedikleri gibi devamlı da mutsuzdurlar. Pek teşekkür etmezler,kıskançlık krizlerini de severler. Kocasının ve sevgilisinin hayatlarını karartırlar. Erkekler bu kadınları asla terk edemezler. Çünkü o güçsüz,kırılgan bir kadındır. Ayrılırsa kurda kuzuya yem olur.Koruyup kollanmalıdır her an o!
Zayıf kadınlar hiç çökmez,buruşmaz ve yıpranmazlar. Ancak işin ilginç yanı her zaman daha değerli olanlar da onlardır. Ve geride kalan güçlü kadınlar tüm bunların nasıl gerçekleşebildiğine sadece bakakalırlar...
AYLİN KOTİL
Yeni haftaya çok beğendiğim bir yazı ile başlamak istedim...
Çok güzel bir hafta diliyorum,sevgiler
GÜÇLÜ KADIN OLMAK MI OLMAMAK MI ?
Güçlü kadınlar vardır, her işlerini kendileri halletmeye çalışan. Anne babaları tarafından böyle yetiştirilen. Onlar kendi paralarını kendileri kazanmak isterler. Evdeki tüm tamirat,tadilat işlerinden anla...rlar. Bir erkeğe mecbur kalmadan da hayatlarını devam ettirebilirler. Faturalarını kendileri yatırırlar. Hemen hemen tüm işlerini kendileri yaparlar. Hatta etraflarının yükünü de üstlenirler. Özgürlüğü severler,dik durmayı da,güçlüdürler çünkü…
Aşık olduklarında hissederek yaşarlar. Aşklarına kurallar koymadıkları gibi büyük beklentilere de girmezler. Sevdiklerine problem çıkarmazlar.Bütün gün çalışıp durduktan sonra, akşamları yorgun da olsalar sevgilileri buluşalım dediğinde, hemencecik hazırlanıp sevgililerinin onları evden almalarına gerek kalmadan, o her neredeyse onun olduğu yere giderler.
Çoğu zaman sevgililerinin ya da kocalarının haberi bile olmaz yaşadıkları sıkıntıdan,yansıtmazlar çünkü. Para var mı,işyerinde sıkıntı mı oldu, birine canı mı sıkıldı, hiç bunlarla yormazlar birlikte oldukları erkeği. Çünkü istemezler kimse onlara acısın.
Sonra da bir bakarlar ki, bu kadar dik durmanın ve sorun çıkarmamanın karşılığında gerçekten de kimse onlara acımaz. Bu durum zamanla gelenekselleşir ve acınmama ile sorun çıkarmama hali yaşam tarzına dönüşür. Eskaza dayanamayıp sorunlarını paylaşmaya kalksalar, bu sefer de sorunlu kadın, kaprisli kadın,tahammül edilmez kadın damgasını yerler. Bu yüzden de terk edildiklerinde bile hiç seslerini çıkarmaz bu güçlü kadınlar!
Terk eden erkek de bilir onun ne kadar güçlü olduğunu ve onsuz da yaşayabileceğini, içinde yaşadığı fırtınalardan bihaber.
Sonra bir dosttan, eşten, ya da tanıdıktan duyarlar ki onu terk eden gitmiş erkeğe muhtaç yaşamak zorunda olan biriyle beraber olmaya başlamış.
Erkekler çok severler böyle kadınları. Birinin ona muhtaç olduğunu görmek bir çok duygusunu okşar erkeğin. Onlara kendini erkek gibi hissettirir! Bu zayıf kadınlar erkeklere bağımlıdır.
Mesela fatura filan yatıramazlar,anlamazlar çünkü. Nerden yatırılır onu da bilmezler. Ev ya da yemek alışverişi de yapmazlar, çünkü taşıyamazlar onca torbayı. Hep yorgun olurlar, bütün gün spor salonları, kuaför, o mağaza, bu mağaza gezerler. Akşama yemek yapmaya fırsat bulamazlar. Akşam eşleri eve geldiğinde,bugün nereye yemeğe gidelim,diye sorarlar. En kötü ihtimal dışardan yemek söylerler. Zayıf kadınlar doğurdukları çocuğa bakacak gücü de kendilerinde bulamazlar, pamuklar içinde yaşamaya alışmışlardır bir kere. Kendilerini hep altın tepsi içinde sunarlar. Huysuzluk da ederler, ama bu erkeğin hoşuna gider, çünkü kadın ona muhtaçtır, söylenmeyen güçlü kadının aksine, hiçbirşeyi beğenmedikleri gibi devamlı da mutsuzdurlar. Pek teşekkür etmezler,kıskançlık krizlerini de severler. Kocasının ve sevgilisinin hayatlarını karartırlar. Erkekler bu kadınları asla terk edemezler. Çünkü o güçsüz,kırılgan bir kadındır. Ayrılırsa kurda kuzuya yem olur.Koruyup kollanmalıdır her an o!
Zayıf kadınlar hiç çökmez,buruşmaz ve yıpranmazlar. Ancak işin ilginç yanı her zaman daha değerli olanlar da onlardır. Ve geride kalan güçlü kadınlar tüm bunların nasıl gerçekleşebildiğine sadece bakakalırlar...
AYLİN KOTİL
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Laleler - Tulips
Merhaba, Bu gördükleriniz bizim saksılarda yetişen laleler. Her yıl açar bu minnoşlar, bana huzur verirler. Geçen gün, bu güzellikleri görü...
-
Kumsallarda şıkıdık şıkıdık dolaşmak isteyenler için bunlar hoş olur di mi bayanlar ? Veeee konuya anlam veren parçamız,Nur içinde y...
-
Merhaba, Bu gördükleriniz bizim saksılarda yetişen laleler. Her yıl açar bu minnoşlar, bana huzur verirler. Geçen gün, bu güzellikleri görü...
-
Ne demiş Teoman "bugün benim doğum günüm,hem sarmaşığım hem yastayım, bir bar taburesi üstünde,babamın öldüğü yaştayım" Bugün de...